İnsan Onuruna Yaraşır Bir İş ve Yaşanabilir Bir Ücret İçin İşçinin, Emekçinin Yanındayız

İnsan Onuruna Yaraşır Bir İş ve Yaşanabilir Bir Ücret İçin İşçinin, Emekçinin Yanındayız

Yeni Adım aylık dergimizin bu sayısında da yeniden sizlerle birlikte olmanın mutluluğu ve sevinci içindeyim. Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası’nın yetkili organları adına sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası olarak 63 yıldır sağlık ve sosyal hizmetler iş kolunda çalışan emekçilerin alın terinin ve emeğinin karşılığını almak için mücadele ediyoruz. Mücadelemiz, sendikamızın kuruluşundaki ilk günki heyecanıyla devam ediyor. Sendikamız; her siyasi görüşten, her düşünceden, her inanıştan insanların bir araya geldiği koca bir çınardır. Bu çınarı hep birlikte büyütüyoruz. Bu koca çınarın gölgesinde hep birlikte adil bir şekilde emeğimizin ve alın terimizin karşılığı olan ekmeğimizi bölüşeceğiz.

Kıymetli Üyelerimiz;

Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası olarak başta sağlık ve sosyal hizmetler iş kolunda çalışan fedakâr emekçiler olmak üzere bu ülkenin işçileri, işsizleri, emeklileri, yoksulları, kadınları, çocukları ve gençleri için mücadele vermekteyiz. Bu topraklarda barış içinde özgürce yaşamak için, demokrasi için, ekmek için, daha güzel bir dünyada insan onuruna yaraşır bir hayat için bu birlikteliği oluşturduk. En temel insani ve demokratik haklarımız için, sosyal adalet ve eşitlik için birlikte mücadele ediyoruz.

Bizler; emeğin en yüce değer, ekmek kavgasının kutsal olduğuna inanıyoruz. Alın terini akıtıp evine ekmek götürme telaşında olan çalışanlarımızın, hak ettiği saygıyı görmesi ve emeğinin karşılığını alması için mücadelemizi büyütüyoruz. Bu doğrultuda sesimizin daha gür çıkması, sorunlarımızın gündeme getirilmesi ve çözüm yollarının bulunması konusunda 1 Mayıs’ın bizler için taşıdığı anlam ve önem son derece büyüktür.

Ülkenin toplam gelirinden herkesin adil miktarda pay alamaması gelir dağılımının bozulmasına, haksızlığa ve yersiz zenginleşmeye neden olmaktadır. Haksız kazanç ve yersiz zenginleşmenin sonucunda, açlık ve yoksulluk tehlikesiyle baş başa kalan ve çalıştığı halde geçimini sağlayamayan bir toplum ortaya çıkmıştır. Hiçbirimiz çalıştığı, çabaladığı halde yoksul olmak istemeyiz. Kimsenin emeğinin heba olmasına göz yumamayız.

Bu noktada ortak çıkarlarımızı korumak için bir araya gelerek güç birliği yapmamız zorunlu hale gelmiştir. Biz; sendikacılığı mali hak kazanımlarının yanı sıra, çalışanların bütün haklarının korunup geliştirilmesi için daha geniş yelpazede mücadele etmenin bir aracı olarak görüyoruz. 1 Mayıs; emeğinden başka sermayesi olmayan işçilerin, işsizlerin, yoksulların, esnafların, emeklilerin, kadınların ve gençlerin seslerini yükselttiği ve güç birliği yaptığı gündür.

Değerli üyelerimiz;

Ülkemizin dört bir yanında işçiler ve emekçiler talep ve sorunlarını meydanlardan haykıracaklar. Her türlü haksızlığa, krize, yoksulluğa, işsizliğe, emeğin yok sayılmasına karşı alanları dolduracaklar. Biz de TÜRK-İŞ Konfederasyonu olarak emeğin şehri Bursa’da ve ülkemizin dört bir yanında meydanlarda işçinin gür sesi olacağız. Dili, dini, rengi ne olursa olsun tüm işçiler alanlarda birleşeceğiz.

Sağlık ve sosyal hizmetler iş kolundaki en etkili sendika olan Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası olarak bu yıl 1 Mayıs’ta taleplerimizi daha gür bir sesle haykıracağız.

Hep birlikte

- Vergide eşitsizlik ve adaletsizlik ortadan kalksın.

- Sendikalaşmanın önündeki engeller son bulsun.

- Haftalık çalışma saatleri 40 saate düşürülsün.

- Güvencesiz çalışma koşullarına, sömürüye, yoksulluğa son verilsin.

- Çalışan annelerin süt izni günlük 3 saate çıkarılsın.

- İşçilere yapılan mobbing ve baskılar son bulsun.

- Bütün iş yerlerinde meslek kodları düzenlensin.

- Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmelerinin hükümleri uygulansın ve sağlık emekçilerine grev hakkı tanınsın.

- Tayin ve becayiş hakkı tüm işçilere verilsin.

- Tüm işçilere insanca yaşam ve çalışma koşulları sağlansın.

- İş cinayetleri son bulsun.

- Kadınlara, çocuklara, hayvanlara yönelik şiddet son bulsun.

- Sendikal baskılara son verilsin.

- Gelir dağılımındaki adalet sağlansın.

- Çalışan anne ve babaların iş yerlerinde ücretsiz kreş hakkı tanınsın.

- Personel istihdamı artırılarak çalışanlar üzerindeki iş yükü azaltılsın.

- Eşit işe, eşit ücret ve eşit zaman verilsin.

- Çalışma alanlarındaki ayrımcılık son bulsun.

- Taşeron sisteminin olmadığı güvenceli çalışma ortamları olsun.

- Sağlıkta şiddet son bulsun.

diyelim.

En büyük gücümüz örgütlülüğümüzdür.

Yaşasın örgütlü mücadelemiz!

Yaşasın 1 Mayıs!

Değerli üyelerimiz;

 “İnsan onuruna yaraşır iş” herkesin hakkıdır. İstihdamın korunması, geliştirilmesi ve işsizliğin önlenmesi, güvenli bir gelecek, huzurlu bir toplum oluşturulmasının olmazsa olmazıdır. Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası olarak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde insan onuruna yaraşır bir yaşam, adil bir gelir dağılımı, güvenceli bir çalışma hayatı istiyoruz.

Biliyoruz ki, birliğimizi ve beraberliğimizi yenecek hiçbir güç yoktur. Bizler birlik oldukça hiçbir güç bizleri yok sayamayacak, haklarımızı geriletemeyecektir. Hak aramak kutsal bir mücadeledir. Bizler bu mücadeleyi yalnızca bir alanda değil; her alanda, her platformda veriyoruz. TÜRK-İŞ ve Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası çatısı altında oluşan bu birlikteliğin verdiği güç ve mücadele azmimiz sürdükçe bizleri kimse asla zayıflatmayacaktır. İş kolumuzda çalışanlar emeğinin, alın terinin ve yüreğinin gücünün farkına vardığında yarınlar daha güzel olacaktır.

Bu duygular içinde bir arada kardeşçe; daha çok çalışacağız, daha çok üreteceğiz, haklarımızı elde edebilmek için daha güçlü bir mücadele vereceğiz. Tüm çalışanlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum. 

Birliğimiz daim olsun, 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günümüz Kutlu Olsun.