“25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ VE PANDEMİ DÖNEMİNDE ÇALIŞMA HAYATINDA KADIN” KONULU EĞİTİM SEMİNERİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

“25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ VE PANDEMİ DÖNEMİNDE ÇALIŞMA HAYATINDA KADIN” KONULU EĞİTİM SEMİNERİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Sendikamız adına Genel Başkanımız Hakan Toy, İstanbul Şube Başkanımız Nedime Mutlu Yıldırım, Genel Merkez Denetim Kurulu Üyemiz Meral Oğuz, Genel Merkez Disiplin Kurulu Üyemiz Gülay Hasta, 25 Kasım 2021 Perşembe günü TÜRK-İŞ’in Çalışma Hayatında Kadın Konulu Eğitim Semineri’ne katıldılar.

Ankara’da gerçekleşen seminere, TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreteri Ramazan AĞAR, TÜRK-İŞ Genel Eğitim Sekreteri Nazmi IRGAT, Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa GÖK, Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Savaş NİGAR, Ağaç İş Sendikası Genel Başkanı Mürsel TAŞCİ, Genel Maden İş Sendikası Genel Başkanı Hakan YEŞİL, Türk Harb-İş Sendikası Genel Başkanı Alaattin SOYDAN, Türk Metal Sendikası Bursa Şube Başkanı Selda TEKMAN ve TÜRK-İŞ’e bağlı sendikaların kadın üyeleri katıldı.

Türkiye sendikal tarihinde ilk kez kadın sendikacı şube başkanı olarak seçilen Türk Metal Sendikası Bursa Şube Başkanı Selda TEKMAN, açılış konuşmasını gerçekleştirdi.

Konuşmasına kadınların örgütlü ve özgür bir mücadelenin içinde olmasının önemine değinerek başlayan Selda TEKMAN, “Örgütlü bir topluluğun üyesi, özgür ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir emekçi kadın olarak hem kendimle hem de bu iklimi yaratan çalışan kadının hakları için mücadele eden başta sizler olmak üzere, büyük resmin içindeki bütün emekçilerle gurur duyuyorum. Öncelikle, örgütlü bir topluluğun üyesiyim. Burada özgür oluğumu, kendimi ifade edebildiğimi, demokratik haklarım olduğunu ve bu hakları çekinmeden kullanabildiğimi biliyorum. Dünyanın en ağır iş kollarından birinde, metal sektöründe örgütlü olan sendikam Türk Metal, beni çalıştığım tezgahtan alıp buraya sizlerin karşısına getirdi. Bana hem kendi yaşamım ve haklarım için hem de diğer bütün emekçilerin yaşamı ve hakları için mücadele etmeyi öğretti.

Bu nedenle çalışma hayatında kadınlarımızın emeğin hakkı ve özgürlüğü için tüm mücadelemi kararlılıkla sürdüreceğim.” dedi.

Sosyal olarak kadın ve erkeğin eşit olduğunu aynı zamanda emek ve alın terinin cinsiyeti olmadığını belirterek konuşmasını sürdüren TEKMAN, “Ülkemiz nüfusunun 42 milyonu kadın. Dünyaya getiriyoruz, büyütüyoruz, eğitim alıyoruz, çalışıyoruz ve gurur duyduğumuz ülkemiz için üretiyoruz. Bugün, kadın nüfusun yüzde 84,7’si en az bir eğitim düzeyini tamamlamış durumda ama kadınların istihdam oranı ancak yüzde 28.7. Bu oran erkeklerin yarısından az. Ben inanıyorum ki bu oran yükseldikçe, uygar dünyayla aramızdaki mesafe de o kadar kısalacaktır. Çalışan, üreten ve erkeklerle her alan da eşit ve özgür olan kadın sayısı arttıkça, daha sağlam bir aileye, daha güçlü bir topluma ve daha bilinçli bir nesle sahip olacağız. Çünkü kadının işi, hayat inşa etmektir. Onun, yıkılmayan hayatlar inşa etmesi için, eğitimli olması, özgür olması, örgütlü olması ve ekonomik bağımsızlığının olması olmazsa olmazlarıdır ve bunları bir kadına toplumdan önce ancak sendikası verebilir. Çünkü sendikalar, toplumun önünde bir okul gibidir. Ben bu okulun bir öğrencisiyim ve tüm kadınlarımız için sendikam gibi güvenli bir çatı diliyorum” ifadelerini kullanarak sözlerini tamamladı.

"Pandemi Döneminde Çalışma Hayatında Kadın" konulu eğitim seminerinde konuşan ATALAY, çalışma hayatının çözüm bekleyen birçok sorununun bulunduğunu söyledi. Bu sorunların çözüme kavuşmasının bir yolunun da sendikalardaki kadın yönetici sayısının artması olduğunu ifade eden Genel Başkan Ergün ATALAY, sendikalarda daha çok kadın yönetici görmek istediklerini dile getirdi.

ATALAY, sendikalaşma konusundaki engellerin ortadan kaldırılması için mücadele ettiğini belirterek, bir süre önce İstanbul'da yabancı sermayeli bir şirkette kadınların sendikal mücadele başlattığını, bu mücadelenin başarıyla sonuçlandığını vurguladı.

TBMM'deki milletvekillerinin dörtte üçünün aynı zamanda işveren olduğunu ifade eden Genel Başkan ATLAY, "Bu konuda kabahat bizde. Biz bu ülkede çiftçi, işçi, işsiz, memur, emekli biz bu ülkenin yüzde 60'yız. Meclise baktığınız zaman bizden 6 kişi yok." dedi.

Siyasi partilerin işçilerin sendikal örgütlülüğünü desteklemesi gerektiğini vurgulayan ATALAY, "Partiler aralarında ittifak kuruyor. İşçi ittifakı, kadın ittifakı, engelli ittifakı kursunlar. İttifak lazımsa, işçi ittifakı lazım bu ülkeye. Partiler, milletvekillerine 'İşçi çalıştırıyorsunuz, hemen onları örgütleyin' desinler." ifadelerini kullandı.

"Asgari Ücret Tespit Komisyonu antidemokratik"

Yeni yılda geçerli olacak asgari ücret rakamının bir buçuk aydır gündemde olduğunu dile getiren ATALAY, şöyle konuştu:

"Asgari ücreti konuşmaya başladığımız zaman dolar 8,5 liraydı. Şimdi dolar 12 lirayı geçti. Sebebini de anlamış değilim. Bu ülkede hepimizin yapacağı bir şey var, dayanışma içerisinde olacağız, sıkıntılarımızı paylaşacağız. Asgari ücretin bir tarafı TÜRK-İŞ beş kişi, bir tarafı işverenlerimiz beş kişi, bir tarafta bakanlığımız beş kişi. Buna katılmıyorum. Anti demokratik bir kurum bu. 12 Eylül'den kalma. Aynısı Yüksek Hakem Kurulunda da var. Biz ne zaman kendimiz bir anayasa yaparsak o zaman olur. Öyle bir anayasa yapalım ki kadın yapsın, emekli yapsın, işçi yapsın, çiftçi yapsın. Bu anayasaya hepimizin ihtiyacı var." dedi.

Asgari ücret konusunda kamuoyuna bir rakam söylememeye özen gösterdiğini ifade eden Genel Başkan Ergün ATALAY, şunları kaydetti:

"Biz bir rakam söylüyoruz ama yetkililere söylüyoruz. Bu rakamı Maliye Bakanımız biliyor, Çalışma Bakanımız biliyor, Sayın Cumhurbaşkanımız da biliyor. Bunu kamuoyunda söylediğimiz zaman kendimizi bağlıyoruz. İki yıl önce bir rakam söyledim, o dönemde 70 lira eksik verdiler bize. İşveren, 'TÜRK-İŞ’in dediği rakam ortada' diyerek 70 lira vermedi. Makul bir rakamda buluşmak lazım. Bu paranın altında işçi çalıştıramazsın. Bu rakam icrayı, evlenmeyi, boşanmayı ilgilendiriyor. Son yıllarda 7 milyon insan bu rakamla geçiniyor, daha doğrusu geçinemiyor.” diyerek ifadelerini sonlandırdı.

Ardından kürsüye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat BİLGİN geldi. Konuşmasına kadınların iş gücüne katılma oranlarının arttığını ifade ederek başlayan Bakan BİLGİN, “Her geçen yıl bu oran artıyor ve artacak. Burada önemli olan, ortaya çıkan sorunları çözme irademizi ortaya koymalıyız" ifadelerini kullandı.

Kadına şiddet konusunun toplumsal bir travma olduğunu söyleyen Bakan BİLGİN, "Bunu yeneceğiz ve yenmek mecburiyetindeyiz. Çünkü kadınlar bizim toplumsal hayatımızın görünen ama daha çok da görünmeyen emeğini ortaya koyan insanlardır. Dolayısıyla onların inşa ettiği hayatın problemli olması bu yaşadığı travmayla ilgilidir" açıklamasında bulundu.

İş yerlerinin birçoğunun hala sendikasız olduğunu söyleyen BİLGİN, “Sayın Başkan ile çoğu zaman konuştuğumuz ama uygulama fırsatı yeni bulduğumuz bir projeyi önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğiz. O proje ‘Beyaz Bayrak’ projesi. Bir iş yeri bütün primlerini yatırıyorsa ama daha önemlisi ikinci şartımız sendikalıysa ona Beyaz Bayrak vereceğiz. O iş yerinin önünde o beyaz bayrağın üzerinde 'Burada düzgün iş vardır. Örgütlü iş vardır' yazacak" diye konuştu.

Son günlerin en önemli meselesinin asgari ücret olduğuna değinen Bakan BİLGİN şunları söyledi:

"Asgari ücret konusunda da başkanın tavrı çok açık. Emeği koruyacak. Asgari ücret hepimizin bildiği gibi adı da üzerinde çok güzel tanımlanmış, asgari ücret. Bu rakam toplumu tatmin edecek, adalet duygusunu pekiştirecek, onu güçlendirecek. Burada, emekçiler sahipsiz değildir, devlet sosyal devlettir ve buna sahip çıkmaktadır kanaatini yerleştirecek bir seviyede olacağına inanıyorum. Bu anlayıştayım ve TÜRK-İŞ Başkanıyla bu konuda uzlaşma içerisindeyiz." diyerek sözlerini sonlandırdı.

Fotoğraflar