MÜZAKERE BİTERSE MÜCADELE BAŞLAR

MÜZAKERE BİTERSE MÜCADELE BAŞLAR

Depremi bahane ederek sağlık emekçilerine zam yapmak istemedikleri için masayı terk eden Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğünü, işçinin emeğinin ve alın terinin karşılığını vermek için masaya davet ediyoruz.

Genel Başkan Yardımcımız Adem Sarıçoban, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde bugün yapılması planlanan Toplu İş Sözleşmesi görüşmesinin Rektörlük tarafından dün geç saatte aranarak oturumun iptal edilmesi hakkında sendikamızın temsilcilik odası önünde basın açıklaması yaptı.

Rektörlüğü tekrar masaya davet eden Genel Başkan Yardımcımız Adem Sarıçoban, “Bilindiği gibi pandemi döneminde bütün sağlık ve sosyal hizmetler işçileri olarak canla başla çalıştık. Geçen dönemki sözleşmede ilk sözleşme dediler, pandemi var dediler. Belli haklara imza attık. Bu dönem 3 kasımdan bugüne kadar sizlerle beraber TİS masasındayız. İdari maddelerin hepsini geçtik. Mali konulara geldiğimizde sürekli bir sorun çıkarıyorlar. Hastanenin parası yok. Kurumun parası yok. Verirsek devlet batar. Kusura bakmayın. Bu memlekette bizler çocuklarımızın rızkı ve geleceği için çalışıyoruz. Bugün aldığımız maaş asgari ücretin azıcık üzerinde. Açlık sınırının altında yaşıyoruz. Biz kimsenin malını mülkünü istemiyoruz. Hak ettiğimizin, alın terimizin karşılığının ödenmesini istiyoruz.” dedi.

Genel Başkan Yardımcımız Adem Sarıçoban, “Geçen ayın 17’sinde görüşmeye geldiğimizde rektörlük temsilcileri bizden görüşmeyi iptal etmemizi istediler. Biz bunu kabul etmedik. Neden kabul etmedik çünkü işçiler bizden haber bekliyor. Çocuklarının ihtiyaçları var. Geçinemiyoruz dedik. En son baskıyla birlikte masaya geldiler. Teklifi revize etmelerini istedik. İnsanca yaşam ücretin vermelerini istedik. Teklifi aşağıya doğru revize ettiler. Niye? Deprem olmuş. Buradan soruyorum? Fay hattını biz mi kırdık? Depremi biz mi yaptık? Deprem olduğu zaman bizim içimiz yanmadı mı? Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası olarak depremin olduğu ilk gün, bölgeye gittik. Sizlerde canla başla burada erzak topladınız, erzak yardımı için uğraştınız. Bizler şunu söylüyoruz bu ülkede dayanışma gereken konular bizim asli görevimizdir. Eğer deprem bölgesinde ihtiyaç varsa gönüllü karşılamaya razıyız. Hem sendika olarak hem de işçi olarak. Depremi bahane ederek bize ücret kısıtlaması yapamazlar. Biz bunu kabul etmiyoruz.” diye konuştu.

Dün akşam rektörlük yetkilileri tarafından arandığını ve TİS’in iptalini istendiğini söyleyen Adem Sarıçoban, “Biz Rektör Hocamızın gitmesine bir şey diyecek değiliz. Güle güle gitsin. Bizden de selam götürsün dedik. Ama müzakere heyeti görüşmeye gelsin. İşçimizin hakkını teslim edin. Dünü kastederek yarın sabah dönüş yapacağız dediler. Dün akşam saat 6’da dönüş yaptılar. Biz görüşmeye gelmeyeceğiz. Gerekeni yapın. Bize meydan okuyorlar. İşçinin alın terine meydan okunmaz. Emeğe meydan okunmaz. Buradan çağrı yapıyorum. Pazartesi öğlene kadar masaya gelinmez ise eylem planı açıklayacağız.” ifadelerini kullandı.

Genel Başkan Yardımcımız adem Sarıçoban, masada önemli iki maddenin olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi:

“Bu maddelerden biri sorumluluk tazminatı maddesi. Bizler gece gündüz çalışıyoruz. Bizler sağlık işçisiyiz. Mahallede çalışanlardan değiliz. Kimsenin emeğini küçümsemiyoruz ama biz hastanede çalışıyoruz. Deprem oldu diye marketlerde fiyatlar dondu mu? peynir ucuzladı mı? Ev kiraları düştü mü ki bizim maaşlarımız azalsın. Ev kiraları 3 bin liradan 15 bin liraya çıktı. Bizim maaşlarımız hala kaplumbağa hızında yükseliyor. Biran önce tekrardan masaya dönülmeli, sağlık işçisinin hakları verilmelidir. Buradan tekrar çağrıda bulunuyorum. Pazartesi günü saat 12’ye kadar sendikamızla görüşülmez, masaya dönülmezse gerekenleri yapacağız.” diye konuştu.

Basın açıklamasının ardından üyelerimiz alkışlayarak slogan attılar. Ardından sorunsuz bir şekilde dağıldılar.

Fotoğraflar