28 Şubat Milletimizin Değerlerine Karşı Alçakça Bir İhanettir

28 Şubat Milletimizin Değerlerine Karşı Alçakça Bir İhanettir

28 Şubat, o süreçteki uygulamaların bütününe bakıldığında, devletin ve milletin bütün kurum ve imkânlarını kullanarak toplumu ve devletin işleyişini cebir ve şiddetin eşlik ettiği bir toplumsal mühendislikle baştan ayağa dönüştürme amacını taşımaktaydı. Bu yönüyle büyük bir toplumsal yara haline getirilen başörtüsü yasağına indirgenebilecek bir şey olmadığı gibi klasik askeri bir darbeden farklılaştığı için de hafifsenebilecek bir olay değildir.

28 Şubat, bu milletin değerlerine göre siyaset yapılmasına ve bağımsız politikalar belirleme iradesine, toplumun inançlarını yaşama hakkına, ekonomik sistemin yağma düzeninden kurtarılması sistemine, insanca yaşama standartlarının oluşturulması gayretine karşı; siyasi, ekonomik ve sosyal ayrıcalıklar sahibi hegemonik güçlerin müesses nizamı koruma amacıyla gerçekleştirdiği bir darbedir.

Bu darbe, ordu ile apoletli medya, yargı, sivil toplum ve ekonomik çevrelerin birlikte gerçekleştirdiği bir darbedir. 28 Şubatla birlikte eğitimden ekonomiye, yargıdan medyaya, sivil toplumdan orduya her alan, darbenin arkasındaki küresel aklın çıkarları çerçevesinde yeniden dizayn edilmiştir.

28 Şubat’la birlikte ilk iş olarak D/8 girişimi atıl bırakılmış ve faizci yağma sistemini ortadan kaldıran havuz sistemini iptal edilmiştir. Bu da darbenin hangi saiklerle yapıldığının bir diğer göstergesidir.

28 Şubat’la birlikte FETÖ, irtica adı altında sinsice dindar subayları tasfiye edip mankurtlaştırdığı elemanlarını orduya yerleştirmiş, 15 Temmuz’a gelen süreçte en stratejik hamlesini yapmıştır.

1000 yıl süreceği iddiası da gösteriyor ki 28 Şubat, küresel emperyal aklın yürüttüğü, Türkiye’de bir daha millet iradesinin küresel emperyal sisteme rağmen tecelli etme ihtimalini ortadan kaldırmayı amaçlayan köklü bir toplum ve sistem mühendisliğidir.

Neden olduğu milyonlarca mağdur, yüz milyarlarca dolarlık vurgun ve daha büyük oranlardaki mali zarar, devlet kurumlarının işleyişindeki yapısal bozulma, FETÖ gibi bir yapının palazlanmasına neden olan şartları üretme ve nihayet cezaevlerine gönderilen binlerce masum insanın oluşturduğu ağır tablo bin yıl değil on yıl bile sürememiştir.

Millet iradesi tecelli ederek 28 Şubat’ın sebep olduğu yıkımı ortadan kaldırmış, ülkenin ve toplumun yaralarını sarmış, siyaseti yeniden milletin değerlerine göre ve daha güçlü olarak inşa etmiş, dahası 27 Nisan ve sonrasında 15 Temmuz’daki iradesine sahip çıkan onurlu duruşuyla yerel ve küresel vesayeti çok büyük oranda ortadan kaldırmıştır.

28 Şubat’ın izlerinin tamamen ortadan kalkması ve mağdurlarının gözünde de sona ermesi için brifingli yargı eliyle cezaevlerinde haksız yere uzun yıllardır bulunan kişiler özgürlüğüne kavuşturulmalı ve her ne şekilde olursa olsun o süreçte mağdur edilmiş herkesin mağduriyetleri giderilerek tazmin edilmelidir. 

Milletin tepesine çöreklenmiş vesayetin bir daha hortlamaması, küresel emperyal odakların tezgâhları olan 28 Şubatların, 15 Temmuzların bir daha yaşanmaması ve devletin demokratik dönüşümü için darbecilerle de darbe düzeneğiyle de bütün yönleriyle hesaplaşılmalıdır.