2025-2026 Kamu Çerçeve Protokolü görüşmelerinde işveren tarafının beklentilerin çok altında kalan teklifi sonrası, Türk-İş öncülüğünde başlayan eylemler büyüyerek devam ediyor.
Bir haftadır Türkiye genelinde süren eylemler kapsamında bugün Ege Üniversitesi’nde önemli bir buluşma gerçekleşti. Sendikamızın Genel Sekreteri Adem Sarıçoban, üniversitede görev yapan sağlık işçileriyle bir araya gelerek kamuoyuna ve hükümete güçlü bir mesaj verdi. Coşkulu ve kalabalık geçen buluşmada işçilerimiz, haklı tepkilerini sloganlarla haykırdı:
“Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!”
“Sefalet ücreti istemiyoruz!”
“İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!”
“Birleşe birleşe kazanacağız!”
“İnsanca yaşamak istiyoruz!”
“İş ekmek yoksa barış da yok!”
Genel Sekreterimiz Adem Sarıçoban yaptığı basın açıklamasında, krizin faturasının yine işçiye kesilmek istendiğini vurguladı. Genel Sekreterimiz, 13 Haziran’da sunulan teklifi “ağza alınmayacak kadar düşük” olarak nitelendirdi ve şunları söyledi:
“Bu ülkenin ekonomisini biz yönetmiyoruz, kötü yönetimin bedelini biz ödemeyeceğiz. Bugün bizi asgari ücrete mahkûm etmek istiyorlar ama biz buna boyun eğmeyeceğiz. Hakkımız olanı alana kadar mücadelemiz sürecek.”
“Üretimden gelen gücümüzü kullanmaktan çekinmeyeceğiz”
Genel Sekreterimiz Adem Sarıçoban konuşmasında, kamu işçisinin yalnızca maaş artışı değil, insanca yaşam talep ettiğini hatırlattı. Pandemide, depremde, bayramda görevinin başında olan emekçilerin bugün yoksullukla karşı karşıya bırakıldığını belirten Genel Sekreterimiz, şöyle devam etti:
“Elimizdeki su iki yıl önce 1 liraydı, bugün 20 lira. Maaşlarımız her ay eriyor. TÜİK’in sahte enflasyonunu kabul etmiyoruz. Biz çarşıya, pazara göre maaş istiyoruz. Gerçek enflasyona göre zam istiyoruz.”
İş bırakma uyarısı: “Taleplerimiz karşılanmazsa mücadele büyüyecek”
Genel Sekreterimiz, eğer hükümetten ve işveren sendikasından beklenen düzeyde bir teklif gelmezse, eylemlerin büyüyerek devam edeceğini ve üretimden gelen gücümüzü kullanmaktan geri durmayacağımızı açıkça ifade etti:
“Dün yarım gün iş bıraktık, haftaya tam gün iş bırakacağız. Bizi duymuyorlarsa, sesimizi daha da yükselteceğiz. Alın terimizin karşılığını alana kadar alanları terk etmeyeceğiz.”
Biz buradayız, her yerdeyiz. Madende, hastanede, okulda, yolda… Alın teri için, onurlu bir yaşam için, emeğimizin karşılığı için mücadele ediyoruz.
Ve bu daha başlangıç… Mücadeleye devam!