“ÇALIŞMA HAYATINDA YAŞANAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ” BAŞLIKLI EĞİTİM SEMİNERİMİZE KATILAN AİLE BAKANLIĞINDA ÇALIŞAN ÜYELERİMİZ SERTİFİKALARINI ALDILAR

“ÇALIŞMA HAYATINDA YAŞANAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ” BAŞLIKLI EĞİTİM SEMİNERİMİZE KATILAN AİLE BAKANLIĞINDA ÇALIŞAN ÜYELERİMİZ SERTİFİKALARINI ALDILAR

“Çalışma Hayatında Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı eğitim seminerimiz Aydın’ın Didim ilçesinde devam ediyor. Ülkemizin dört bir yanından gelerek eğitime katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda çalışan üyelerimiz, sertifikalarını aldılar.


Programa Genel Başkanımız Hakan Toy, Genel Sekreterimiz Doğan Alıç, Genel Başkan Yardımcılarımız Adem Sarıçoban, Osman Çavuş, Süleyman Turgut, Hukuk Müşavirimiz Av. Kadir Atıcı, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Erhan Birden ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen üyelerimiz katıldılar.


Programın kapanış konuşmasını yapan Genel Başkanımız Hakan Toy, konuşmasına başlamadan önce  
zorlu süreçte siyasi ve idari baskılara rağmen sendikamızı bırakmayan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında ki üyelerimize teşekkür ederek, Genel Merkez Yönetim Kurulu ile birlikte tüm üyelerimiz adına salonda bulunan katılımcıları ayakta alkışladılar.  

Genel Başkanımız Hakan Toy, “Sizler daha iyisini hak ediyorsunuz. Bizlerde şartlarımız gereği sizler için en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Biliyorsunuz çalışma hayatının sorunları çok özellikle pandeminin en çok vurduğu iş kolu sağlık ve sosyal hizmetler iş kolu oldu. Sizlerde pandemi döneminde çocuklarınızdan, sevdiklerinizden ayrı kapalı devre çalıştınız. Yapılan kötü sözleşmelere rağmen, işinizi güzel yaptınız. Çünkü en iyi vatan sever işini en iyi yapandır. Sizler en iyisini en güzelini hak ediyorsunuz. Bizlerde sizler için şerefle, gururla ve yorulmadan mücadele ediyoruz. Sizlerle bir araya geldiğimizde de bütün yorgunluğumuz geçiyor. Yapılan zulümlere karşı, haksızlıklara karşı sizlerin dik duruşunuzu gördüğümüz zaman bütün sıkıntılarımızı unutuyoruz. Yeniden vira bismillah diyoruz ve en iyisini yapalım diye yeni bir heyecanla başlıyoruz. Her gün bir kurumda emekçilerimizin yanında olmaya gayret gösteriyoruz. Bizlerde sizlerden aldığımız bu güçle bu mücadeleye devam edeceğiz.” diye konuştu.

Genel Başkanımız Hakan Toy, konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

TÜRKİYE’DE TAŞERONA KARŞI İLK TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ DÜZENİNE GEÇEN BİR SENDİKAYIZ

KHK ile kadroya geçiş sürecini hatırlatan Genel Başkanımız Hakan Toy. “Kanun hükmünde kararnameyle kadroya geçtiniz. Kadroya geçmeden önce çalışma hayatında 20 yıllık bir zulüm vardı. İşçimizin, memur musun? Taşeron musun diye ortada bir zulüm vardı? Müteahhit bunlar diyende vardı. Bu dönemlerde kimler ne yaptı. Buna da iyi bakmak lazım. Çünkü geçmişini bilmeyen geleceğine iyi bakamaz. Burada 1999 öncesi işe giren arkadaşlarımız da var. Osman Çavuş sendikamız adına Trabzon’da Aile Bakanlığında ilk toplu sözleşme imzaladı ve örgütlenmeye başladı. Sendikamız taşerona karşı 1999 yılında bu ateşi yaktı. Biz taşerona karşı çıkarken bizim amacımız üyemiz artsın değil, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Düsturuna istinaden bir yerde haksızlık varsa biz orada haksızlığın karşısında olduk. Türkiye’de taşerona karşı ilk toplu iş sözleşmesi düzenine geçen bir sendikayız. Bunlar taşeron işçisidir diyen idarecilere karşı biz işçilerimiz adına bir toplu iş sözleşmesi bağıtladık. Üyelerimizin de o dönem kendilerine güvenleri gelmişti. Yaptığımız bu sözleşmeden sonra biz bütün taşeron işçilerin kadroya geçmesi gerektiğini söyledik. Çünkü bütün işçilerimiz asıl işi yapıyordu kurumlarında. Memurların, kadrolu işçilerin yaptığı işi yapıyordunuz. Sizlerin de kadrolu olmanız gerekiyordu. Çünkü iş kanunu diyor ki asıl iş bölünerek taşerona verilemez. Bu tespit edilirse işe girdiğiniz günden itibaren kadrolu sayılırsınız. Biz ona istinaden yüzlerce muvazaa davası açtık. 81 ilde iş kolu davaları açtık. Sizin kadronuz neydi. Büro işçisiydiniz. Biz bunların düzeltilmesi için büyük mücadeleler verdik.

KHK’NIN MİMARI BİZİZ DİYE ÖVÜNENLER, İŞÇİ SİZİN YÜZÜNÜZDEN ZULÜM GÖRÜYOR


Övünerek söyledikleri KHK’nın mimarı biziz, bizim bakanımız, bizim kurucu genel başkanımız diye çıkardıkları KHK şuan hepimize zulmediyor mu arkadaşlar. Hepimizin tayin hakkını elinden aldı mı? Hepimizi zorunlu emeklilik belasıyla 3000 – 3500 TL gibi maaşlara mecbur bırakmadılar mı? KHK’nın mimarı biziz diye övünenler, işçi sizin yüzünüzden zulüm görüyor. Bunların bunca yanlışlarına ve zulümlerine karşı bizlerin ne yapması lazım. Dik duruş sergilememiz lazım. Onların safında görünerek hatalara ortak olmamanız gerekiyor. Onlara hep birlikte hatalı olduklarını söyleyeceğiz ki yaptıklarını maharet olarak görmeyecekler.

 BİZİM İÇİN İŞÇİ KAZANACAK, EMEKÇİ KAZANACAK

Biz KHK’nın başından beri şunu dedik işçi kazanacak, emekçi kazanacak. Sendikalar araçtır. Sendikalar kurulur kapanır ama çalışma düzeni bu dünya devam ettiği sürece devam edecek. Bizlerde çalışacak ve kazanacağız.
Çocuklarımızın rızkını kazanmak için mücadele edeceğiz. Bunun için sendikamız kurulduğu günden itibaren çalışma hayatında sıkıntılar vardı. Yarında çeşitli sıkıntılar olacak ve hep bu sıkıntılar devam edecek. Bizim işimizde bu sıkıntıları çözmek. Ama bunu yaparken bizim hedef kitlemiz temsil ettiğimiz ve aidatını aldığımız aidatlarını alırken de sorumluluklarını omuzladığımız insanların haklarını hakkıyla savunabilmektir. Sendikamızı birinci sendika yapmaktansa, onurlu şerefli mücadeleyi tercih etmektir.

BİR ZULME SADECE İTİRAZ EDİLMEZ. ZULME KARŞI DİK DURULUR

2 Nisan 2018 tarihinde o dönemde şimdiki adıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında devam eden Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasının bir sözleşmesi vardı. Bu sözleşmenin içinde ikramiye vardı. Sosyal yardım vardı. Ek ödemesi vardı. Hizmet zammı vardı. O hakların hepsini alan bizim sendikamızdır. Siz kadroya geçtiğinizde bu sözleşmeye dahil olmanız gerekiyordu ama olmadınız. Burada bir plan vardı. Siz sözleşmeye dahil olursanız 30 bine yakın Aile Bakanlığındaki çalışanlar o sözleşmeye dahil olacak. O 60 ikramiyeden faydalanacak, tediyeden yararlanacak ve bütün sosyal yardımlardan yararlanacaktınız. O zaman onları kandırıp baskıyla alamayacaklardı. Ama bu baskı usulünü kullanmak için üye ve yetki devşirmek için iki buçuk yıl bu sözleşmelerden sizleri mahrum ettiler.
Bir zulme sadece itiraz edilmez. Zulme karşı dik durulur ki zulüm bitsin. Yoksa zulüm devam eder. Geleceğinizi ve çocuklarınızın emeğini alın terini bu emek düşmanlarına bırakmamak. Onların yanında yer almamak.

500 TL’YE ŞUAN DA İKİ TENEKE YAĞ ALABİLİRSİNİZ AMA ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ KARARTABİLİRSİNİZ

Şimdi 500 TL dağıtıyorlar. Bunu bahşiş olarak dağıtıyorlar. Bizim hep söylediğimiz şu 500 TL’ye şuan da iki teneke yağ alabilirsiniz ama çocuklarımızın geleceğini karartabilir. Onun için biz diyoruz ki günü kurtarmak için değil, geleceğinizi kurtarmak için bizimle yol yürüyün. Bu süreçte de bizimle yol yürüdüğünüz için teşekkür ediyorum. Biz ayrılmadan, ayrıştırmadan, şucu bucu, şu mezhepten, şu partiden demeden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan şu al bayrağa hürmet eden herkesin hizmetkarıyız. Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasının sancağını da yere düşürmemek için çalışacağız.

BİZİ TARİHE GÖMECEKLERİNİ SANANLAR BİZİM TOHUM OLDUĞUMUZU UNUTTULAR

Sizler bize bu yetkiyi verdiniz. Yapamadığımız zamanda sizler bizi buradan indireceksiniz. Sendika araçtır hizmet kutsaldır. Bizim asıl gayemiz insanlığa hizmettir.  Yönetim Kurulumuz sizlerin aldığı zammın aynısını almaktadır. Siz ne kadar zam alıyorsanız bizde o kadar zam alıyoruz. Yönetime seçildiğimizde ücretlerimizi yüzde 40 düşürdük. Biz bunu yaparken, malum sendikanın temsilcileri bak bunlar küçülüyor. Sağlık bakanlığını aldık. Aile Bakanlığını aldık. Oyunla filmle, fırıldakla bunları gömeceğiz dediler ama bizim tohum olduğumuzu unuttular. Ne oldu üniversitelerden fışkırdık. Yarın yeniden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından fışkıracağız. Yarın Sağlık Bakanlığından fışkıracağız ve dallarımız yeşerecek. Biz insanlara ekmek olacağız. Umut olacağız. Zulüm olmayacağız. Bizim düsturumuz bu. Tarihi kimler yazar. Tarihi kazananlar yazar. Biz kazanmak için mücadele edeceğiz. Bu sadece genel merkezin işi değil. Şubelerin işi değil. Bu iş kimin işi. Hepimizin işi. İşverenlere motivasyon çekleriyle sizin aidatlarınızı peşkeş çekenlere karşı hep birlikte dik duracağız. Bu çalışma hayatından bunları silmemiz gerekiyor. İşverenle birlikte ceza cetvellerini ayarlayarak baskı unsuru yapma hedefinde olanlara da nefes aldırmayacağız. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında 46 madde var. Bu 46 maddenin 31 maddesi işten çıkarmak üzeredir. Ama ne getirdiler, iki yılda bitecek olan ceza sınırı yenilenecek zaman 5 yıla çıkartıldı. Bunu şimdi Sağlık Bakanlığında da yapıyorlar. Bunlar denenecek birisi değil. Bunlar fare zehiri gibiler. Denerseniz anında ölürsünüz. Ekmeğimizi götürüyorlar. Onun için hep birlikte gözümüzü açmamız gerekiyor. Onun için bu zaferi kazanmak zorundayız. Bu mücadeleyi başlatmak zorundayız. Artık ayağa kalkacağız, direneceğiz ve mücadele edeceğiz. Direnenler ve mücadele edenler her zaman kazanırlar. Onlar bize ne verir, ne lütfeder diye bakarsak çok bekleriz. Onlarca sözleşmeye girdim. Ben hiç iş veren tarafından işçinin de hakkıdır verelim diyeni görmedim. İşçiye gelince herkes paramız yok demeye başlıyor. Onun için diyoruz ki hak verilmez alınır. Eğer sizi temsil edenler yanlış yapıyorsa değiştirin. Bu bizim içinde geçerli. Temsilciye kızıpta sendikanı bırakma burası bir kurum. Emek kuruluşu. Emeğinizin adresi. Bu kurumu zayi etmeyeceğiz. Temsilciyi göndereceğiz. Şube başkanı yanlış mı yaptı. Onu da göndereceğiz. Hakan Toy yanlış mı yaptı onu da göndereceksiniz. Kuruluşundan itibaren tek derdi emek olan, alın teri olan, işçi olan hiçbir siyasi yapının payandası olmayan, tek gücü işçi ve üyeleri olan bu sendikayı acze düşürmeyeceğiz. Acze düşerse yıkılırız. Yarın gelen neslimizde çok şükür kim ne verecek diye bekler. Düsturu hak olan, adalet olan sendikaları yaşatmamız gerekiyor.

EMEĞİNİZİ HİÇE SAYANLAR, SİZİN KANUNLARDAN DOĞAN HAKLARINIZI MASADA BIRAKIYORLAR

Dezenformasyon yasasının sendikalarda da çıkartılması gerektiğine inanıyorum. Kanun ne diyorsa onun yapılması gerekiyor. Emeğinizi hiçe sayanlar, sizin kanunlardan doğan haklarınızı masada bırakıyorlar. Kanuna karşı icraatlar yapıyorlar. 500 TL kanuna aykırıdır. Ama ne yapıyorlar. Bir görüşelim. Bir denetleyelim diye geçiştiriyorlar ama yıllar geçiyor.
Aile Bakanlığının sözleşmesi kasımda başlıyor. Ekimde bitiyor. Kamu Çerçeve süreciyle hiç alakası yok. Yani 36 ay aidat hesabı yaparak, bize de 7 bin kişi gelince bunu gördükleri zaman sırf yetki gitmesin diye 3 yıllık sözleşme yaptılar. Gerçek bir sendika olsalardı, sözde sendika olmasalardı orada yapacakları KÇP’ ye sözleşmeyi uyarlamaları gerekiyordu. 10 ay yap. 20 ay yap ama oraya KÇP uyarlaması yapmaları gerekirdi. Onun için sizin emeğiniz ve alın terinizi savunan sendikaları tercih etmeniz gerekir.


KIDEM TAZMİNATI KALKARSA TÜRK-İŞ, 33 SENDİKA GENEL BAŞKANI MASAYA İSTİFA DİLEKÇELERİNİ VERECEK KADAR ONURLU BİR MÜCADELE VERDİ

Kamu Çerçeve Protokolündeki mücadelemizi gördünüz. Kıdem tazminatındaki TÜRK-İş’in mücadelesini gördünüz. 33 sendika masaya istifa dilekçelerini verecek kadar onurlu bir mücadele verdi TÜRK-İŞ. Öbürleri ne diyor. Üye sayımız düşmesin. Aman hükümetle ters düşmeyelim. Kıdem tazminatını getirin görüşelim. Hata seçimden sonra görüşelim de sıkıntıya girmeyin diyecek kadar işçi düşmanı bunlar. Biz kaybedecekte olsak üniversitelerde mücadelesi veriyoruz. Gittiğimiz yerde kaybedecekte olsak işçinin alehine imzamız yok. Diyoruz ki yetkiyi bu dönem kaybederiz Aile ve Sosyal Hizmetlerde olduğu gibi önümüzdeki dönem alırız. İşçinin günahını vebalini aldığımız zaman iflah olmayız.

KADININ OLMADIĞI YERDE BAŞARI OLMAZ

Genel kurulumuzdan sonra pandemi dönemi başladı. Yapmak istediğimiz birçok şeyi yapamadık. Yapabildiğimiz bu süreçte kadın komisyonları kurduk. Çünkü kadının olmadığı yerde başarı olmaz. Kadının elinin değmediği yerde huzur olmaz bizim anlayışımız bu şekilde. Kadın komisyonlarını harekete geçiriyoruz. Kadın annedir. Kadın abladır. İşiniz gereği de çocuğuna bakamayanların çocuklarına bakıyorsunuz. Bakıma muhtaç büyüklerimize evlatlık yapıyorsunuz. Kutsal bir işi yapıyorsunuz.
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası olarak biz şunu istiyoruz, işçiler olarak birlik olalım. Güçlü olalım. Bu şartlarımızı birlikte güçlendirelim. Yeni dönemde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında ve Sağlık Bakanlığında bu yetkiyi alacağız. Zaferi yazacağız. Bu inancı da sizlerde görüyoruz. Bizimle onurlu mücadeleye var mısınız? Baskıların kalkması için, ayrımın kalkması için inanca yaşayabilmek için, insanca çalışabileceğimiz bir ortamın sağlanması için bizde sizin hizmetkarınız olacağız. Bu eğitimimiz, bu teşkilatımız emrinizde olacak. Alanlarda sizlerin yanınızda olacağız. İş çalışanlarının yapısından dolayı giremediğimiz iş yerleri var ama kapıdan kovarlarsa pencereden gireceğiz. Sizlerin bize verdiği destekle biz bunların hepsini başaracağız. Yeniden yetkiyi alacağız. Bu seminer bizim start verdiğimiz başladığımız gün olacak. Yanlışlara karşı haksızlıklara karşı, adaletsizliklere karşı omuz omuza olacağız.

BİZ AİDAT SENDİKACILIĞI YAPMIYORUZ

Biz aidat sendikacılığı yapmıyoruz. Üyelerimizin yarısından aidat alıyoruz tamamına hizmet ediyoruz. Hukuki, siyasi ve saha çalışmalarımız yönünden bütün üyelerimize hizmet ediyoruz. Ayrım yapmıyoruz. Üzerimizde fahiş fiyatlar var. Vergi yükü var bunlar için birlik olmamız lazım. Sahada masada birlikte mücadele edeceğiz. Bu zaferi hep birlikte yazacağız. Bizler yasalar çerçevesinde aidat indirimi yapıyoruz. Şuan onlar ne yapıyor 500 TL vereyim sana diğer yandan 3 bin lira fazla kesiyor. 3 bin lira ver 500 TL geri vereyim diyorlar. Bu mantıkla gidiyorlar. Biz ne yaptık. Aidatlarımızı yüzde 80’e düşürdük. Bir sözleşme döneminde 2 bin lira civarında indirim sağlıyoruz. Yasal onurlu olan bu. Bahşiş değil dayatma değil. Yetki aldığımız işyerlerinde de 3 ay aidat almayarak bununla birlikte yaklaşık 3 bin lira bandında üyemize bir kazanım elde ediyoruz. Bir şey yaparken ayrım yapmadan yapıyoruz. Bize üye olmayana da bu imkanları sağlıyoruz. Baskı unsuru yapmıyoruz. Karnın aç mı? Git karnını doyur demek işçiye hakarettir. Emek satılık değildir. Emek kutsaldır. Bunun için mücadele edeceğiz. Biz size güveniyoruz. Atatürk’ün dediği gibi ‘Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!’ biz size güveniyoruz. Bizde sizin güveninizi boşa çıkarmayacağız.

Programda konuşan Genel Sekreterimiz Doğan Alıç, Genel Başkan Yardımcılarımız Adem Sarıçoban, Osman Çavuş ve Süleyman Turgut, ise çalışma hayatında yaşanan güncel konuları değerlendirerek, artan enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında işçinin evini geçindirme konusunda zorlandığına dikkat çektiler. Genel Başkan Yardımcılarımız, iş kolumuzda yaşanan gelişmeleri değerlendirerek, alanlarıyla ilgili bilgi verdiler.

Programın eğitim kısmında ise Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Erhan Birden, çalışma hayatındaki genel konular hakkında eğitim verdi.

 

Fotoğraflar