Sağlık bir ekip işidir. Sağlık kurumlarında olabilecek her türlü kötü durumda bütün sağlık çalışanları etkilenir ve zarar görür. Hele hele durum solunum yoluyla geçen bir virüsten kaynaklanıyorsa bütün çalışanlar aynı risk altındadır. Bu yüzden Sağlık çalışanları arasında kesinlikle ayrım yapılmamalı ve bütün sağlık çalışanları aynı sosyal ve ekonomik haklardan yararlanmalıdırlar.
İşi özetlemek gerekirse, bir hasta bir polikliniğe girdiği zaman ilk önce sekretaryadan bandrolünü alır. Sonra koridorda temizlik görevlisiyle karşılaşır ve daha sonra doktorun odasına girer, odada hemşire varsa önce onunla konuşur sonra doktora muayene olur. Daha sonra hastalığına göre hastanenin diğer olanaklarından yararlanır ve oradaki çalışanlara temas eder. Bu hasta eğer Corona Virüs (COVİD-19) taşıyorsa ayrım yapmadan bütün sağlık çalışanlarına bu virüsü yaymış demektir.
Virüs geldiği zaman sağlık çalışanları arasında ayrım yapmıyor. Bütün yıllık izinler iptal edilirken ayrım yapılmıyor ama nedense olay sosyal ve ekonomik haklara geldiğinde ayrım yapılıyor. Biz Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası olarak, bu ayrımın bir an önce ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Bütün sağlık çalışanlarının bir ekibin parçası oldukları hatırlanarak ve hepsinin aynı risk altında oldukları düşünülerek, ayrımsız bütün çalışanlara risk priminin ödenmesini istiyoruz.
ÇÜNKÜ…
Okullar tatil edildi.
Üniversiteler tatil edildi.
AVM' ler boşaldı.
Maçlar seyircisiz oynanıyor.
Etkinlikler iptal oldu.
Bütün ibadethaneler, sinemalar ve eğlence yerleri kapatıldı.
Ticaret durdu.
Uluslararası sınırlar kapatıldı.
İnsanlar birisine dokunmaya korkar oldu.
Fakat hastaneler hala AÇIK!
Sağlık çalışanları endişeleri olsa da ateşi olan, öksüren, nezle olan hastaları bırakıp kaçmıyor ve görevlerini layıkıyla hatta fazla fazla çalışarak yerine getiriyorlar.
Bugün bunca fedakârlığın ve başkasının hayatı için kendi hayatından vaz geçen bütün sağlık çalışanlarının bir ekip, bir bütünü oluşturan parçalar olduğu unutulmamalıdır. Bütün çalışanların aynı haklardan yararlanmaları sağlanmalıdır. Özellikle kendilerine, devletin üvey evlatları oldukları hissettirilen 696 Sayılı KHK ile kadroya geçen 4/D’ lilerin de sağlık çalışanı oldukları hatırlanmalıdır.
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası olarak, Sağlık Bakanlığımızdan ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızdan bütün iş kollarında çalışan işçi kardeşlerimiz olmak üzere özelde Sağlık ve Sosyal Hizmetler İş Kolunda çalışanlar arasındaki ayrımlar kaldırılmasını istiyoruz.
- Tüm çalışanlara koruyucu ekipmanların sağlanmasını;
- Risk grubundaki sağlık personeli (kronik hastalık, hamile, engelli, organ nakli ve kanser hastaları, 60 yaş üstü, süt izinde olanlar gb) amirlerinin inisiyatifine bırakılmadan idari izinli sayılmasını;
- Yukarıda da belirtiğimiz gibi risk ücretlerimizin ayrımsız ödenmesini;
- İdareler ve çalışanlar ve/veya temsilcileri arasında işbirliği sağlanmasını;
- Ebeveynlerin ikisinin de sağlık personeli olması durumunda birisine izin hakkı verilmesini talep ediyoruz.
Şunu da özellikle belirtmek isteriz ki! Dünya’yı etkisi altına alan Corona Virüsüne (COVİD-19) karşı Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca öncülüğünde yapılan çalışmalar ve tedbirler takdire şayandır. Başta Çin’ de olmak üzere Dünya’nın birçok yerinde her geçen gün ölümlerin artmasına karşı ülkemizde erken aşamada tedbirlerin alınması Hükümetin ve Sağlık Bakanlığının olaya ciddiyetle yaklaştığını göstermektedir. Bütün sağlık çalışanlarımızı da tedbirli olmaya ve kendi sağlıkları için iş güvenliği kurallarına harfiyen uymalarını bekliyoruz.
Son olarak belirtmek isteriz ki 1961 yılından beri genelde insanlık için mücadele eden sendikamız özelde her zaman Sağlık ve Sosyal Hizmetler İşkolu çalışanlarının yanındadır. Onların evlerine, çocuklarına, ailelerine sağlıklı bir şekilde dönmeleri için bütün gayretimizle mücadeleye devam edeceğiz. Her zaman olduğu gibi bundan sonrada yanlarında olacağız.
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası
Yönetim Kurulu