Pandemiyi Bahane Ederek Sağlık İşçisini Mağdur Edenler, 24 Haziranda İşletme Toplu İş Sözleşmesi İmzaladılar

Pandemiyi Bahane Ederek Sağlık İşçisini Mağdur Edenler, 24 Haziranda İşletme Toplu İş Sözleşmesi İmzaladılar

Aylardır Sağlık İşçilerini oyalayan, türlü türlü bahanelerle Sağlık Bakanlığı’ nda ki işçilerin dört gözle bekledikleri Toplu İş Sözleşmesini pandemiyi bahane ederek imzalamayan malum sendika, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörlüğü ile 24 Haziran 2020’ de İşletme Toplu İş Sözleşmesi imzalayarak ne kadar menfaatperest bir sendika olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

Apaçık belli ki onların derdi işçi değil yetkidir. Evine ekmek götüremeyen, enflasyon karşısında beli bükülen, asgari ücretle ev geçindirip, çocuk okutmaya çalışan, koronavirüsle mücadele eden işçi bunların umurunda değil. Çünkü istenselerdi Aralık ayında tarafların belirleyeceği 2 kişiyle imzalayacakları Toplu Sözleşme süresini sonuna kadar kullanmaz, olayı arabulucuya vardırmadan halledebilirlerdi. Sağlık işçilerini Mart ayına kadar türlü türlü bahaneyle oyalayan malum sendika, Mart ayından sonrada pandemiyi bahane etti. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 26 Haziranda “Toplu İş Sözleşmelerinin imzalanmasında her hangi bir engel yoktur.” diye yayınladığı genelgenin üzerinden 17 gün geçmesine rağmen bunlar hala ipe un sermekteler. Menfaatlerinin gereğini yapmaktalar.

Bakanlığın genelgesinden 2 gün önce Sivas’a malum sendikadan 5 yetkili gitmiş, Üniversite tarafından da 8 kişi toplantıya katılmış ve 13 kişinin bulunduğu ortamda İşletme Toplu İş Sözleşmesi imzalamışlar. Sağlık Bakanlığının Toplu İş sözleşmesini, sendikalar kanununda belirtildiği gibi Arabulucunun belirleyeceği 1 kişi ve malum sendikanın belirleyeceği 1 kişi yanı toplamda iki kişi karşılıklı sözleşmeyi şimdiye kadar imza altına alabilirlerdi.

Değerli Sağlık ve Sosyal Hizmetler İş Kolu çalışanları, şimdi insan sormadan edemiyor, 2 kişinin bulunduğu ortamda mı koronavirüs daha çok yayılır yaksa 13 kişinin bulunduğu ortamda mı? Bunların niyetleri ne üzüm yemek nede bağcıyı dövmek. Bunların niyetleri bağa çöküp bedavadan bağ sahibi olup işçinin üzerinden geçinmek.

Kıymetli Sağlık ve Sosyal Hizmetler İş Kolu çalışanları, 60 yıllık bilgi birikime sahip, İş kolundaki bu güne kadar kazanılmış bütün haklarının altında imzası bulunan Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası olarak, her zaman ne pahasına olursa olsun işçinin alınterinden, emeğinden yana olduk. Bundan sonrada doğruları söylemekten vazgeçmeyecek ve işçinin aklıyla dalga geçenlerin karşısında duracağız. Yanımızda bir işçi bile kalsa biz doğru bildiğimiz yoldan geri dönmeyeceğiz. Bu bizim sendikal düsturumuzdur. Eğilmeyeceğiz, ezilmeyeceğiz ve haklı davamızdan dönmeyeceğiz.

Bütün Sağlık ve Sosyal Hizmetler İş Kolu çalışanlarını da Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası bünyesi altında birlik, beraberlik içinde hak ettiklerini kazanıma çevirmeye davet ediyoruz.